Garajın Alametifarikası…

Teknolojiyle uzaktan yakından ilgilenen herkes mutlaka garajda kurulan büyük şirketleri duymuştur. Bunların en başında elbette ki Google geliyor. Google Eylül 1998 yılında Sergey M. Brin ve Lawrence E. Page tarafından Kaliforniya’da bir garajda kuruldu. Aradan geçen 17 yılda kendini geliştiren Google’ın piyasa değeri 143 milyar doların üzerine çıktı.

Aynı şekilde yine Kalifornia Cupetino’da bir garajda Steve jobs ve Steve Wozniac tarafından 1976 yılında kurulan Apple ise bugün 700 milyar dolarlık değeriyle birçok ülkenin hazine bütçesinden bile daha yüksek değere sahip. Bu örneklere Bill Gates’in Microsoft’u, Jeff Bezos’un Amazon’u, Walt ve Roy Disney’in Disney’i ve Hewlett Packard gibi daha birçok firma sayılabilir…

Pekiyi neydi bu firmaların doğumhanesi olan garajların hikmeti farikası?

Mucizevi bir özellik aramanıza gerek yok, aslında cevabı çok basit. Özellikle enerjinizin tavan yaptığı gençlik yıllarınızda serbestçe çalışabileceğiniz kısıtlanmadan aklınıza gelen icadın, fikrin, işin üzerine çalışabileceğiniz komşuların gürültüden dolayı altınızdan süpürge sapıyla vurmayacağı özgür bir alan olması…

Düşünün bir, aklınızın tozlu köşelerini de yoklayın, Türkiye’de garajdan doğan ve küreselleşen hiçbir firma adı duydunuz mu? Elbette ki hayır!

Peki Neden?

Sebepleri aslında temelde oturduğumuz binaların, evlerin yapısı, yaşam şekillerimiz, şehir planlaması ve yapısı ve garaj kültürünün farklı oluşu şeklinde düşünülebilir. Mesela evlerimizin önünde sokakların darlığından bırakın garaj inşa etmeyi araç park etmeye yer bulamazsınız. Örneğin evinizin garajı bile olsa anca arabanızın sığacağı büyüklükte yapılır.

Gelelim asıl konuya, garajın başarıya katkısı nedir?

Düşünün ki evde çalışma ortamınız ne müzik yapmaya ne de gürültülü bir şekilde farklı alanlarda çalışmalar yürütmeye müsait değil, ancak geniş bir garajınız olduğunda arkadaşlarınızla bir araya gelip hurda bir aracı bile tadilattan geçirebilirsiniz. Bilgisayar ve diğer elektronik parçalarını toplayıp kendinizce çalışmalar yapabilirsiniz. Misafir odasını dağıtmanıza bile izin yokken garajda bilinmeyen bir noktadan kafanıza terlik gelmeksizin çekiçle dahi çalışma imkanı bulur, hatta kimyasal deneyler yapabileceğiniz laboratuvar bile kurabilirsiniz. Böyle bir ortamda kendinizi kısıtlanmış hissetmez aksine daha özgür bir şekilde iş fikirleri üretir, hatta ofis fiyatlarının fahiş olduğu stopaj gibi diğer vergilerle boğuşmak zorunda kalacağınız şu zamanda, ofis olarak bile kullanabilirsiniz. Bu da sizin düşük bütçeli bir girişimci olarak yavaş yavaş büyümenize ortam sağlar.

Velhasıl…

Garaj demek özgürce çalışacağınız bir alan demek, inovasyon demek, ortam demek, özgürlük demek… Umarım gelecekte bari çocuklarımıza sunabileceğimiz garajlara sahip oluruz…